Üretici yatırımı çekme konusunda Vietnam'ı Tayland'dan daha çekici kılan şey nedir?
Yıllara yayılan ticaret gerilimi, Vietnam üretimine yönelik üretim faaliyetlerinin Çin dışındaki ülkelere kaydırılması dalgasını teşvik etti. Bu arada Tayland ve Vietnam, yabancı üreticiler için gelecek vaat eden iki destinasyon olarak değerlendiriliyor; Vietnam aşağıdaki nedenlerden dolayı Güneydoğu Asya'daki emsallerine göre daha rekabetçi bir avantaj elde ediyor:
1. Nüfus
Dünya Bankası'na göre Vietnam, nüfus ve sosyal yapı açısından hızlı bir dönüşüm yaşıyor. Vietnam'ın nüfusu şu anda 97 milyonun (2020) üzerindedir ve 2050 yılına kadar 120 milyona ulaşması beklenmektedir.
Tayland'ın şu anda yaklaşık 70 milyon nüfusu var. Geçtiğimiz yıl Birleşmiş Milletler'in (BM) bildirdiğine göre Tayland'da doğurganlık oranlarında uzun yıllardır devam eden bir düşüş yaşanıyor. BM, 2030 yılına kadar Tayland nüfusunun dörtte birinden fazlasının 60 yaşın üzerinde olacağını tahmin ediyor. Uluslararası Para Fonu'na (IMF) göre Tayland'ın ulusal işgücündeki düşüş, önümüzdeki yirmi yılda ülkenin ekonomik büyümesini olumsuz etkileyecek.
2. Serbest Ticaret Anlaşmalarının Avantajları
Vietnam, Tayland ve Güneydoğu Asya'daki diğer ülkelerle karşılaştırıldığında çok sayıda serbest ticaret anlaşmasına (STA) girerek rekabet avantajını giderek artırıyor (detaylar aşağıdaki tabloda gösterilmektedir).
Planlama ve Yatırım Bakanlığı'nın araştırmasına göre, EVFTA'nın yürürlüğe girmesinden sonra Vietnam'ın Avrupa'ya ihracatının, anlaşmazlığa kıyasla 2025'te yaklaşık %42,7, 2030'da ise %44,37 oranında artması bekleniyor.
Bu arada CPTPP, kıtalar arasında dev bir pazar geliştirirken aynı zamanda küresel GSYİH'da yaklaşık %13,5'lik önemli bir payla pazar büyüklüğü açısından dünyanın en büyük ekonomik bloklarından birini kuracak.
3. Güçlü yurt içi tüketim artışı
Ülkenin ekonomik koşulları hızla iyileştikçe, Vietnam'ın kişi başına düşen GSYİH'si 2005'te yılda 600 ABD Doları'ndan 2019'da yaklaşık 2.800 ABD Doları/yıl'a üç katına çıktı.
Vietnam, altı Güneydoğu Asya ekonomisi arasında 2020'de pozitif büyüme elde eden tek ülke. Son zamanlarda S&P Global, Vietnam'ın 2021'de %10,9'luk bir GSYİH büyüme oranıyla güçlü bir ekonomik toparlanma elde edeceğini tahmin ediyor; bu oran dünyadaki diğer tüm ülkelerden daha fazla. Asya-Pasifik bölgesi — 2020'deki %2,91'lik artışın ardından.
Bu arada diğer ASEAN ekonomilerinin büyüme beklentileri de kasvetli görünüyor. Tayland'ın GSYH'sinin %6, Singapur'un %5,7, Malezya'nın %3,9, Filipinler'in %3,5 ve Endonezya'nın %1 oranında düşmesi bekleniyor. Bloomberg'in 2021 görünümünde bildirdiği üzere Vietnam, %8,1'lik GSYİH büyüme oranıyla ASEAN'ın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında yer alırken, Tayland %4 ile son sırada yer alıyor.
4. Coğrafi konum
Vietnam, önemli küresel ticari deniz yollarına ideal erişim sağlayan elverişli bir coğrafi konuma sahiptir ve böylece özellikle lojistik hizmetler için deniz taşımacılığını geliştirme fırsatları sunmaktadır.
Tayland ile Çin'in büyük şehirleri arasındaki en kısa mesafe 1.687 km'dir (Pak Kret → Guangzhou). Öte yandan Vietnam, Çin'e komşudur ve Guangdong'un üretim santraline (722 km Haiphong → Guangzhou) çok yakındır. Vietnam'ın daha geniş kıyı şeridi, onu özellikle Çin+1 tek yapısının yanı sıra Çin'den mal tedarik etmesi gereken herhangi bir işletme için ideal kılmaktadır.
5. Siyasi istikrar
Siyam Krallığı'nı anayasal monarşiye dönüştüren 1932 darbesinden bu yana Tayland sürekli olarak bir siyasi kriz sarmalına sürüklendi. Tayland'da onlarca yıldır devam eden iç anlaşmazlıklar nedeniyle yaşanan toplumsal huzursuzluk, özel sektörün yatırım ve tüketim harcamaları da dahil olmak üzere siyasi istikrarsızlıktan etkilenen alanların pandemiden ciddi şekilde etkilenmesi nedeniyle COVID-19 nedeniyle daha da kötüleşti.
Tam tersine Vietnam'ı üreticiler açısından çekici kılan en önemli faktörlerden biri de siyasi istikrarı. Vietnam'ın yabancı yatırım çekmedeki başarı öyküsü, vergi, muhasebe ve döviz kontrolünü çevreleyen etkili bir mali yönetim sistemine bağlanıyor. Vietnam'da yatırım tescili ve vergi idaresi süreci merkezi olmayan bir süreçtir ve il ve şehir yetkililerinin işletmelerin nasıl kurulacağı ve yönetileceği konusunda önemli ölçüde takdir yetkisine sahip olması nedeniyle giderek iyileşmiştir.